Mehir alacağı davası, eşlerin boşanma süreçlerinde sıkça merak edilen konulardan biridir. Mehir, İslam Hukuku çerçevesinde tanımlanan bir kavramdır ve evlilik sırasında erkeğin eşine verdiği mal veya para olarak ifade edilir.
Mehirin Hukuki Niteliği
Boşanma durumunda, erkeğin eşine verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği mehir, Yargıtay kararları doğrultusunda "bağışlama vaadi" olarak değerlendirilmektedir. Yargıtay, mehir alacaklarını Borçlar Kanunu kapsamında ele almaktadır.
İslam Aile Hukuku açısından, mehrin çeşitli türleri bulunmaktadır: mehr-i müeccel, mehr-i muaccel, mehr-i misil ve mehr-i müsemma. Türk pozitif hukuku açısından, mehir, boşanma sonrası tazminat olarak yorumlanabilir.
Tarihsel ve Hukuki Bağlam
Osmanlı Hukuku ve Şer’i Hukuk çerçevesinde, mehir aile hukuku müessesesi olarak kabul edilmekle birlikte, pozitif hukukta yasalarla düzenlenmediği görülmektedir. Ancak, toplumsal yapıda mehir uygulamaları devam etmekte ve bu durum boşanma davalarına yansımaktadır.
Yargıtay, bu tür uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla bazı uygulamalar geliştirmiştir. Türk Borçlar Kanunu uyarınca, bağışlama sözleşmesi hükümleri çerçevesinde mehir konusunu açıklığa kavuşturmaya çalışmaktadır.
Mehir Sözleşmesinin Niteliği
Mehir alacağı davasında, Yargıtay’ın uygulamaları esas alınmaktadır. İslam Hukuku ve Osmanlı Hukuku'na göre, erkek, evlilik akdi sırasında kadına mal veya para vermeyi taahhüt eder. Ancak, bu uygulamanın eski hukuktaki borç niteliği, yeni hukukta kaybolmuştur.
Bu durum, mehir alacağını kanundan doğan bir alacak olarak değerlendirilmesini engellemektedir. Mehir sözleşmeleri, korunabilen bir alacak hakkı olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, mehir sözleşmelerinin hukuki niteliği konusunda görüş birliği sağlanamamıştır.
Mehir ve Başlık Parası
Mehir, evliliğin bir şartı olarak görülmemekte, aksine evliliğin sonucu olarak değerlendirilmekte ve bu yönüyle satış sözleşmelerinden ayrılmaktadır. Başlık parası ise, evlenilen kadının ailesine ödenen bir miktardır ve mehirden farklılık gösterir.
Pozitif hukuk açısından, mehir sözleşmeleri genel olarak ahlaka aykırı kabul edilmemekte, kişilik hakları açısından da bir sakınca taşımadığı düşünülmektedir.
Mehirin Kapsamı
Mehir olarak belirlenebilecek unsurlar arasında, satışı ve kullanılması yasak olmayan eşyalar bulunmaktadır. Bu belirlemeler, İslam Hukuku’na uygun olarak yapılmaktadır. Her türlü mal varlığı değeri, taşınır ve taşınmaz eşyalar, intifa hakkı gibi unsurlar mehir olarak verilebilir.
Mehir, dini nikah akdi sırasında tayin edilmektedir ve bu uygulama, düğün veya nişan sırasında verilen hediyelerden farklıdır. Düğünde takılan ziynet eşyaları veya nişanda verilen hediyeler, mehir kapsamına girmemektedir.
Mehir Alacağı Davası Nedir?
Mehir alacağı davası, eşlerin boşanma kararı aldıklarında gündeme gelebilecek bir konudur. Mehir, dini nikah sırasında eşe taahhüt edilen mal veya para olarak tanımlanır.
Mehir Türleri
Mehir uygulamaları, iki ana kategoriye ayrılmaktadır:
Mehr-i misil hesaplanırken, benzer sosyal konumda olan kadınların mehir miktarları göz önünde bulundurulur.
Ödeme Şekline Göre Mehir
İslam Hukuku ve Osmanlı Hukuku çerçevesinde mehir, aile hukuku müessesesi olarak kabul edilir. Günümüz hukukunda ise mehir alacağı, sözleşmesel bir hak olarak değerlendirilmektedir. Tarafların karşılıklı irade beyanı ile mehir alacağı gündeme gelebilir.
Yargıtay Uygulamaları
Evlenme akdi sırasında peşin alınan mehir, mehr-i muaccel olarak kabul edilmekte ve elden bağışlama şeklinde değerlendirilmektedir. Mehr-i müeccel konusunda ise hukuk doktrininde farklı görüşler bulunmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik sırasında bir taraf diğerine mal veya para verebilir ve bunu ileri bir tarihte taahhüt edebilir. Yargıtay kararları, mehr-i müecceli bir bağışlama vaadi olarak değerlendirmekte ve kadının korunması amacını gütmektedir.
Mehir Alacağı Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Mehir alacağı davası, boşanma davasıyla birlikte açılabilir. Boşanma davaları, Aile Mahkemesi'nde başlatılmaktadır. Eşlerden birinin ikametgahının bulunduğu Aile Mahkemesi'ne başvuru yapılabilir. Eğer malvarlığına ilişkin bir dava söz konusuysa, bu durumda asliye hukuk mahkemelerine başvurulması gerekmektedir. Davanın, davalının yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemesine açılması gerekir.
Evlilik birliği, eşlerin kendi iradeleriyle kurduğu bir yapıdır. Aile, toplumun temel yapı taşı olduğundan, kanunlar aracılığıyla korunmaktadır. Eşler, çeşitli nedenlerle ayrılma kararı aldıklarında mahkemeye başvurmak zorundadır.
Bu aşamada, Aile Mahkemesi'ne başvurarak ayrılık işlemlerini başlatabilirler. Boşanma davalarına Aile Mahkemeleri bakar ve evlilik birliği, mahkeme kararı ile sonlandırılabilir.
Mehir Kavramı
Mehir, kocanın evlilik sözleşmesi sırasında veya sonrasında kadına verdiği ekonomik değere sahip mal veya para olarak tanımlanır. Bağışlama vaadi olarak da adlandırılan mehir, rızai bir akit olarak değerlendirilir. Türk Borçlar Kanunu’na göre, bağışlama vaadi 288. madde uyarınca bağışlama sözü verme olarak kabul edilmektedir.
Bağışlama vaadinin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Mehir senedi, geleceğe yönelik bir bağışlama vaadi niteliğindedir. Bu nedenle, bağışlama vaadinin geçerli olabilmesi için şekil şartlarına uyulması zorunludur. Mehir senedinin geçerliliği için de benzer koşullar geçerlidir.
Yargıtay kararları, mehir senetlerini ispat aracı olarak kabul etmektedir. Mehr-i müeccelin evlilik birliği ile ilişkili olması ve evlilik akdinden kaynaklanması nedeniyle aile hukuku ile bağlantısı bulunmaktadır. Mehir senedinden doğan alacak davaları için Aile Mahkemesi'ne başvurulması gerekmektedir.
Mehir Alacağı Şekil Şartları
Mehir alacağı, kanunda belirlenen şekil şartlarına uygun olarak hazırlanmalıdır. Boşanma veya ölüm sonrası kadına vaat edilen para veya ekonomik değer taşıyan mallar, sözleşmenin yazılı olması halinde hukuken geçerli kabul edilir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 288. maddesi, bağışlama vaadini şekil şartına bağlamaktadır. Mehir senetleri de bu kapsamda yazılı şekil şartına tabidir. Tapulu taşınmazlar için tapu dairesinde işlemlerin yapılması gerekmektedir. Tapusuz taşınmazlar ise taşınır eşya hükmünde kabul edildiğinden resmi şekil şartına tabi değildir.
Mehir senedi, yazılı olarak düzenlenmesi gereken bir belgedir ve içerdiği bilgilerin açık ve anlaşılır olması gerekmektedir. Şekil şartına uygun olmayan bir mehir sözleşmesi geçersiz sayılacaktır. Türk Borçlar Kanunu’nun 288. maddesine göre, yazılı şekil şartına uyulmadığı takdirde sözlü olarak anlaşılan bedeller geri alınamaz.
Tarafların mehir olarak bir taşınmaz belirlemesi durumunda resmi şekil şartına uyulması zorunludur. Bu durumda, taşınmazla ilgili olarak tapu memuru önünde işlem yapılması gerekmektedir.
Mehir alacağı, evlilik sözleşmesi sırasında veya bu sözleşmenin devamı süresince ortaya çıkan bir anlaşma olarak kabul edilir. Kadına para veya ekonomik değeri olan bir şeyin hediye edilmesi, mehir alacağının tanımını oluşturur.
Mehir alacağının geleceğe yönelik bir bağışlama vaadi olarak değerlendirilmesi, pozitif hukukun bakış açısını yansıtır. İslam Hukuku ve Osmanlı Hukuku, mehir konusunu aile hukuku müessesesi içinde ele almıştır. Günümüzde ise mehir konusunun yasalarla düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Bağışlama veya bağışlama sözü verme kapsamında konu, Yargıtay kararları doğrultusunda ele alınmaktadır.
Mehir Davası Nasıl Açılır?
Mehir davası, Yargıtay'ın güncel uygulamaları doğrultusunda, dava harcının ödenmesi şartıyla boşanma davasıyla birlikte açılabilir. Boşanma davası, taraflardan birinin ikamet ettiği aile mahkemesinde veya aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemesinde başlatılır. Ancak, mehir senedine ilişkin talepler, boşanma davasından bağımsız olarak yalnızca malvarlığına dair talepler olduğu için, davalının yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır. Dava, usulüne uygun bir şekilde hazırlanmış dilekçenin ilgili mahkemeye sunulmasıyla başlatılır.
Mehir Davası Ne Zaman Açılır?
Mehir senedinden kaynaklanan talepler, boşanma davasıyla birlikte ileri sürülebilir. Mehir senedine ilişkin iddiaların, uygun delillerle desteklenmesi, taleplerin olumlu sonuç alması açısından önemlidir. Yargıtay, mehir senetlerini bağışlama vaadi olarak değerlendirir; bu nedenle vaat edilen bağış yerine getirilmediğinde, dava açarak bağışın ifasını talep etmek mümkündür. Mehir senediyle ilgili taleplerin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi için aile hukuku alanında uzman bir avukattan destek almak faydalı olacaktır.
Mehir Senedi Geçerlilik Şartları
Mehir senedi, geleceğe yönelik bir bağışlama vaadi niteliği taşır. Bu nedenle, mehir senedinin geçerliliği için bağışlama vaadinin geçerlilik şartlarına uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Türk Borçlar Kanunu'nun 288. maddesi uyarınca, mehir sözleşmesinin yazılı olarak hazırlanması zorunludur. Eğer mehir senediyle bağışlanan eşya taşınmaz veya taşınmaz üzerindeki bir hak ise, bu durumda resmi şekil şartının da sağlanması gerekmektedir.
Eğer vaat edilen bağışlama konusu eşya taşınmaz ya da taşınmaz üzerindeki bir hak ise, mehir senedinin geçerli olabilmesi için yazılı olmasının yanı sıra tapuda tescil işlemlerinin de yapılmış olması gerekmektedir. Ancak tapusu bulunmayan taşınmazlar için bu şart aranmaz.
Mehir Senedi Zamanaşımı
Mehir senedi davası, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yargıtay, mehir senedini bağışlama vaadi olarak kabul etmektedir. Eğer mehir senedinde vaat edilen bağış yerine getirilmezse, mehir davası açarak senette belirtilen bağışın ifasını talep etmek mümkündür. Bu talep, herhangi bir zamanaşımına tabi değildir. Mehir alacakları konusunda hukuki ve maddi kayıplar yaşamamak için, deneyimli bir aile hukuku avukatından yardım almak en doğru yaklaşım olacaktır.
Mehir Nasıl İspat Edilir?
Mehir sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu'nda yasaklanmamış bir hukuki ilişki olduğundan geçerlidir. Bu nedenle, mehir senedi, mehirin ispatında kullanılabilecek bir belge olarak kabul edilir. Yazılı olarak düzenlenen mehir senedi hukuken geçerli olup, ispat aracı olarak kullanılabilir. İddiaların ispatı, hukuk bilgisi ve teknik bilgi gerektirdiğinden, mehirin ispatı için uzman bir avukattan destek almak yararlı olacaktır.
Anlaşmalı Boşanmada Mehir
Mehir, İslam Hukuku'ndan kaynaklanan ve evlilikle birlikte erkeğin kadına verdiği değerli bir mal, para veya ekonomik değeri olan hediye olarak tanımlanır. En az bir yıldır evli olan ve boşanma ile mali sonuçları konusunda uzlaşan eşler, aile mahkemesinde anlaşmalı boşanma davası açarak resmi olarak boşanabilirler. Mehir, boşanma davasının ardından ayrı bir talep olarak ileri sürülmelidir.
Mehir Alacağı Yargıtay Kararları
Mehir alacağı, eşler arasında sıkça karşılaşılan bir uyuşmazlık konusudur. Yargıtay, mehir alacaklarıyla ilgili birçok önemli karara imza atmıştır. Bu kararlardan bazıları aşağıda özetlenmiştir:
Hukuk Dairesi Kararı (2020/4902 E., 2020/5437 K.)
Mahkeme: : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Dava Türü: Karşılıklı Boşanma - Mehir Alacağı
Taraflar arasındaki davanın incelemesi sonucunda, bölge adliye mahkemesi tarafından verilen karar, davacı-karsı davalı kadın tarafından mehir alacağı talebi yönünden temyiz edilmiştir. Davacı kadın, boşanma davasıyla birlikte evlenirken düzenlenen mehir senedi nedeniyle 101 adet cumhuriyet altınının aynen verilmesini veya bedelinin iadesini talep etmiştir. Davalı erkek, evlenirken mehir senedinin düzenlenmediğini iddia etmiştir.
Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi, tanık ifadelerine dayanarak mehir belgesinin düzenlendiğine ve 101 altın olarak belirlendiğine hükmetmiştir. Ancak, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi, mehir eşyalarının taraflar arasında senede bağlandığını öne sürmesine rağmen, sunulan senedin imzasız olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla, kadın, erkeğin senetteki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ve senede bağlı bir ziynet eşyası alacağını ispatlamak zorundadır. Kadın, mehir senedine dayalı alacak davasını diğer delillerle kanıtlayamamıştır.
Mahkeme, davacı kadının yemin deliline de dayandığını hatırlatarak, ispat yükümlülüğünün kendisinde olduğunu belirtmiş ve yemin teklif etme hakkının hatırlatılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu nedenle, davanın reddi isabetsiz bulunmuş ve karar bozulmuştur.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün bozulmasına, temyiz harcının geri verilmesine ve dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir. (05.11.2020)
Hukuk Dairesi Kararı (2020/1445 E., 2020/2120 K.)
Mahkeme: Aile Mahkemesi
Dava: Mehir Senedinden Kaynaklanan Alacak Talebi
Dava, taraflar arasında düzenlenen mehir senedinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Karaman 2. Aile Mahkemesi, HMK'nın 6. maddesi gereğince genel yetkili mahkemenin, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olduğunu belirtmiştir. Aynı Kanunun 10. maddesi, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğini hüküm altına almıştır.
Dava açıldığı tarihte davalının ikametgahının İstanbul olması nedeniyle, yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi, davalının yasal süresi içinde itirazda bulunmadığını ve bu nedenle yetki itirazının usulüne uygun olmadığını belirtmiştir.
Dolayısıyla, dava, davacının seçimine göre hem genel hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Mehir senedinde cinsi ve miktarı yazılı olan eşyaların davacıya verildiği belirtilmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Karaman 2. Aile Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine oy birliğiyle karar verilmiştir. (25/06/2020)
İhtiyaç duyduğunuz hukuki destek için Avukat Zeynep Albay ile iletişime geçebilirsiniz.